bugün

entry'ler (13)

sözlük yazarlarının itirafları

kendim için her şeyi daha da zor ve katlanılamaz hale getiren benim.

sözlük yazarlarının en çok istediği şey

yok olmak.

dear 16 year old me

Öldürücü bir cilt kanseri olan Malign melanom'a dikkat çekmek için yapılmış, gençleri bir nebze de olsa bilinçlendirebileceğini düşündüğüm videodur. http://www.youtube.com/watch?v=zO4ccYw_Mtg

türbanlı olduğu halde saçlarını kazıtmayan kız

(bkz: kullanmadığı beyni aldırmayan yazar)

dewey onlu siniflama

Bu sistem 1876 yılında Amherst kolejinde öğrenci olan Melvil Dewey tarafından, kolejin kütüphanesini düzenlemek için geliştirilmiş ve sonradan bütün dünyada yaygınlaşmıştır. Üzerinde devamlı olarak çalışılır ve yeni gereksinimlere, ortaya çıkan yeni konulara göre değiştir­meler, düzenlemeler yapılarak yeni baskıları yayınlanır.

Esası Dewey sistemine dayanan (bkz: Evrensel Onlu Sınıflandırma sistemi) de çok kullanılan sistemlerden biridir.

Dewey sistemi, geçmiş zamanlardan bu yana, dünyada varolan bütün bilgi alanlarını on ana bölüme ayırmış, bu alanlardan her birini üç basamaklı sayılarla göstermiştir:

000 Genel Konulu Eserler (Ansiklopedi, Kütüphanecilik vb.)
100 Felsefe ve Psikoloji
200 Din

Bu üç basamaklı sayıların ikinci basamaklarına yeniden sayılar yer­leştirilerek, her sayı yeniden on ana bölüme ayrılabilir ve bir konunun alt dallarını gösterme olanağı doğar:

800 Edebiyat üzerine genel eserler 810 Amerikan edebiyatı
820 ingiliz edebiyatı
830 Alman edebiyatı

Her bir sayının üçüncü basamağına da sayılar konarak daha ayrın­tılı konuları gösterme olanağı bulunur:

820 ingiliz edebiyatı üzerine genel eserler
821 ingiliz şiiri
822 ingiliz tiyatrosu
823 ingiliz roman ve hikayeleri

Eğer daha ayrıntılı bir bölmeye gitmek istenirse, ilk üç sayıdan sonra bir nokta konularak başka bölmeler de yapılabilir:

821 ingiliz şiiri
821.01 ingiliz şiiri üzerine kuramsal yazılar.

Dewey sisteminin ana konuları gösteren sınıflama listeleri yanında yardımcı listeleri de vardır. Bu listelerden yararlanarak konuların coğ­rafya yerlerine ilişkin yönleri, biçimleri (ansiklopedi, sözlük, bibliyog­rafya, dergi vb.) gösterilebilir.

Dewey sistemi kullanan kütüphanelerde rafların üzerine genellikle hem sayılar hem de hangi konuyu gösterdikleri yazılır.

Bir kütüphanede aynı konu numarasını alan birden çok kitap bulunur. Tek bir kitabın yerini kesin olarak belirleyebilmek için bu kitapların sı­nıflama numaralarının altına, kitabın yazarının soyadından ilk üç harf alınarak yazılır. Örneğin Mina, Urgan'ın "ingiliz edebiyatı Tarihi" adlı kitabına 720.9 numarasını verir, altına da URG kısaltmasını eklerler:

720.9
URG

Böylece bu kitap başka ingiliz edebiyatı tarihi kitaplarından ayrıl­mış, kesin yer numarası belirlenmiş olur. Kitabın tek bir yazarı yoksa, bir ortak çalışma ürünü ise, o zaman kitap adının ilk üç harfi alınarak sınıflama numarası tamamlanmış olur.

Dewey sistemi, kitapların yerlerini belirlemek için ortaya konmuş bir sistemdir. Ancak gerek bibliyograflarda gerekse kütüphanelerde, konuyu belirtmek ya da konu katalogu kurmak için de kullanılmakta­dır. Örneğin bizim Milli Kütüphanemizde ve Halk kütüphanelerimizde konu katalogu Dewey numaraları kullanılarak meydana getirilmekte­dir. Amerikan kütüphaneleri kitaplarını Dewey numaraları vererek yerleştirir, konu katalogunda konu başlıkları kullanırlar. * *

salsa

bir kadın ve bir erkek el ele tutuşur ve iletişim kurarlar, daha fazlası değildir. herhangi bir rutine bağlı olmadığından ruhunu en kolay biçimde yansıtabileceğin, yaratıcılığını rahatça kullanabileceğin -sosyal- danstır. her ne kadar yarışmaları yapılsa da kalıpları yoktur, eğlenmek için yapılır. bir kaç basit adım ve dönüşü öğrendikten sonra, harikalar yaratılabilecek bir danstır. müziği ve dansı 8 vuruşluk ritmlerden oluşur, 4 vuruşta 3 adım kullanılır. atlanan vuruş ise ayak enstantaneleriyle doldurularak dansa tarz katılabilir. ismiyle ilgili çok çeşitli rivayet vardır ama bana en mantıklı geleni, tek kabul ettiğim kadının dansın sosu olduğudur.

son söz,
la danza es el amor!
''y si en la calle Serra te la encuentras dile que le he escrito un 'SON' de corazón...''
''eğer ona Serra Caddesi'nde rastlarsan, ona sadece onun için kalbimden bir 'SON' yazdığımı söyle...''

aç olduğu halde tokum diyenler

(bkz: bir ihtimal daha var o da diyet mi dersin)

sadaret

Devlet işlerini padişah adına idâre eden ve ondan sonra gelen en büyük görevliye vezir, sayıları birden fazla olunca da birinciye vezir-i azam denirdi. Çandarlı Halil Hayreddin Paşa, hükûmet işleri ile ordu kumandanlığını şahsında birleştirerek kendinden sonra gelen vezir-i azamların da bütün işlerde padişahın vekil-i mutlakı olmaları geleneğini oluşturdu.
Devletin ilmiye de dâhil olmak üzere bütün azil ve tayin işlemleri, katl, terfî ve terakki işlemleri sadrazam tarafından idâre edilirdi. Sefer dışı zamanlarda vezir, kadıasker ve şeyhülislâm gibi yüksek görevliler için yapılacak işlemler ve vezirlerin idamı için padişahın fermanını alırlardı. Sefer zamanında başkumandan olarak ordunun başında sefere çıkar, merkezde kendi adına işleri yürütmesi için bir sadâret kaymakamı tayin ederdi. Fâtihten sonra padişahların divâna başkanlık etmekten yavaş yavaş vazgeçmeleri üzerine divân başkanlığı ve devlet işlerinin bütün sorumluluğu sadrazamların uhdesinde kalmıştır. Bununla beraber sadrazamlar malî ve kazaî işlerin dışında adlî, idârî ve askerî meselelerde de padişahın mutlak vekili idi.

tek cümle ile aşk

saçlarınızın dökülmesinin sizi bunalıma soktuğu günlerde en çok, kafanızda en çok açılan yeri öpmesidir.

mustafa oğuz

final zamanının gelip çatmış olmasına rağmen halen okumadığı vizeler sorulunca, "siz nasıl çalışırken okuyamayınca bırakıyorsunuz, ben de elime alıyorum kağıtları, sizin abuk subuk şeyler yazdığınızı görünce bırakıyorum" ; derste metni okumasını istediği kişinin okumak istemediğini/okuyamayacağını/haftaya okurum diyerek geçiştirmek istediğini hissettirdiği an "neyse seneye okursun bol bol" diye cevap verendir. ve lisans boyunca bütün derslerine her yıl kombine alanların iddia ettiğinin aksine müthiş bir mizah anlayışı vardır.*

yollar

aslında yollar sadece gidilmesi gerektiğinde uzatmadan gitmek içindir. cümle kurulmasını beklemeden.

açıklayabilirim

istisnasız, her şeyin göründüğü gibi olduğu anlarda kullanılır. (bkz: yanlış anladın) (bkz: göründüğü gibi değil)

bir kadını mutlu etmek için gerekenler

bazen, sadece yolundan çekilmek. bırakınız önüne baksın, hayatını yaşasındır.